Yeryüzü Cenneti ''KEKOVA''

Üçağız Köyü, kekovayı gezmek için gelenlerin ilk durağı. Buradan tekne turlarına katılabilir, tertemiz koylarında mola verip denizin tadını yüzerek çıkarabilirsiniz.

Kekova; doğa ile tarihin birleştiği, tam anlamıyla bir yeryüzü cenneti. Turkuaz rengi denizi, üstüne serpilmiş küçük adacıkları ve olağanüstü ışıltısıyla göz zevkinizi doyuracak güzellikte. 


Mavi yolculuğa çıkan yatların da, uğrayıp mükemmel koylarına demir attığı bölgeye, her yıl milyonlarca yerli yabancı turist akın ediyor.





Şu an bize yeryüzünde cenneti yaşatan bu yer, eski çağlarda büyük acılara sahne olmuş. Geçmişte yaşanan iki büyük depremle, Üçağız köyünden ayrılan kara parçası ''Kekova Adası'nı'' oluşturmuş. Bu adada yer alan yerleşim yerleri, bu depremlerle denize gömülüp, batık şehiri oluşturmuşlar.


Yapılan çalışmalarla, bölgedeki yapıların Helenistik Döneme ait ''Likya Kenti'' kalıntıları olduğu saptanmış.
M.Ö. 3 bin senesinde Likyalıların yerleştiği bölge, sırasıyla Romalılar, Persler, Araplar(Akınlar düzenlemişlerdir.) ve en son Osmanlı Beyliklerine geçerek bir çok uygarlığa kucağını açmıştır.

Tekneyle yapılan turlarda, kıyı boyunca batık şehrin kalıntılarını görebilirsiniz.  Denize uzanan merdivenlerde, bir zamanlar koşuşturan çocukların cıvıltıları kulağınıza gelir gibi. Hemen hemen her teknenin altında bulunan cam bölmelerden, dipteki  anforaları gözlemleyebilirsiniz. 


Bölgenin kayalıklı yapısı, evlerin mimarisinde büyük rol oynamış. Kayalıklara oyulan yapılar, Teke yarımadasında ki diğer antik kentlerle benzerlikler gösteriyor.







Fotoğrafta görülen oyuklar, yağmur sularını biriktirmek için oyulan su yolları.



Üstteki delik olan kayayı ise, su deposu olarak yorumlayabiliriz.














Likyalılar,ın evlerin çatılarını büyük tomrukları yerleştirerek oluşturdukları biliniyor.  Fotoğrafta bu tomrukların yerleştiği oyukları görebilirsiniz. 
Dipçe: Likya ahşap mimarisi 2500 yıllık bir geçmişe rağmen, bugün halen Fethiye'nin eski köylerinde yaşatılmaya devam ediyor.




İki bin yıl önce Romalılara ait kilise kalıntıları. Kapı gibi olan yapının üstünde bir haç işareti bulunuyor. Çok uzak olduğundan fotoğrafta belli olmamış.











Bölge kıyı boyunca yaklaşık 1 km batık şehrin kalıntılarıyla uzanıyor. Arkeolojik kalıntılara zarar gelmemesi açısından, burada durmak yasak. Yavaş yavaş ilerleyen tekne ile, batık şehrin görsel zevkine varmak mümkün. Ayrıca yüzmenin de yasak olduğu bölgede, dalışlar izin ile yapılmaktadır.




Batık şehirin sonunda bir de eski tersane bulunuyor. Likyalıların, burayı teknelerinin yapımı ve tamirinde kullandığı bulunan bulgularla gözlemlenmiş. Daha sonra Romalı'lara geçen bölge yine tersane olarak kullanılmaya devam edilmiş.




Bölgede çokça mağara da bulunuyor. Bu da bunlarda birisi. Serinlemek için ideal bir yer. =)



Fotoğraf, Facebook Kaleköy beğeni sayfasından alınmıştır.
Günümüzdeki adı Kaleköy olan Simena, Antik Likya kentidir. Köy, ada değil fakat ulaşım sadece deniz yoluyla sağlanıyor. Tescillenmiş 1. derece antik sit alanı olarak kabul edilen köye, işadamı Rahmi Koç birçok yatırım yapmış.
Bölgeye adını veren kale, M.Ö. 4. yüzyıldan günümüze kadar ayakta kalmıştır.

''Kadının elinin değdiği herşey, daha farklı anlam kazanır.''




Köy halkı turizmden geçimini sağlıyor diyebiliriz. Kaleye çıkarken bir çok tezgahta el işlemeleri, taze kekik, ada çayı, kıyafet ve yiyecek görebilirsiniz.






Kalenin stratejik konumu harika. Bütün köye dört bir taraftan hakim.



Köyün her yerinde eski Likya lahit mezarları var. Şüphesiz en dikkat çekici olanı, kıyıdaki bu lahit. 




Ayrıca, iskelede gezerken bir anda aheste aheste yüzen Kelonya Midas veya Caretta caretta ile karşılaşabilirsiniz. 
O kadar asil hayvanlar ki, dokunduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım onu rahatsız etmemişimdir.


Şehrin sıkıcılığından ve otellerin sıradanlığından kurtulup, bir gününüzü buraya ayırmanızı tavsiye ediyorum. İnanın hayatınız boyunca kendinize yaptığınız iyilikler arasında yer edebilir. 



Yorumlar

  1. Merhaba, fotoğrafların kalitesi biraz düşük, ama genel olarak güzel ve bigilendirici bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim. Diğer yazılarıma da bakarmısınız? Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder