06.10.2016
TOPLUMSAL CİNSİYET DEDİĞİMİZ..

Toplumsal cinsiyet dediğimiz, kadına karşı yapılan biyolojik cinsiyet ayrımcılığıdır aslında. Yani cinsiyetçiliktir. Yani, toplumun bir cinsiyete diğerinden farklı hak ve özgürlük tanıması, normalleştirmesidir.  Bunu benimsemesi aksini kınamasıdır. 


''Erkek gibi kadın valla'' dendiğini duymuşsunuzdur mutlaka. Hatta size bile denmiş olabilir. Aslında yazar burada sizi övmek istemiştir! Çünkü erkek gibiyseniz, tamamsınızıdır siz. Olmuşsunuz yani. Her işinizi kendiniz halledebilir kimseye ihtiyaç duymazsınız. Kısaltıyorum tabi bu açıklamayı. Siz 'erkek gibi olmak'ı istediğiniz kadar uzatabilir noktalı yerleri doldurabilirsiniz. 
Ama bu övgüyü(!) hakeden bir kadın. Eee.. Yapmış yani. Kadın olarak yapmış hemde. Belki de bir erkeğin yapamayacağını yapmış. Neden 'erkek gibi' o zaman? 
Şimdi bir şablon oluşturduğumuza göre, bir de tanım lazım bize. Toplumsal cinsiyet; toplumda kültürel ve sosyal olarak belirlenmiş cinsiyet rollerini ifade eder. Kadınlar şöyle olur, erkekler böyle... Erkek dediğin... Gibi kalıplarla ifade edilir. Genellemeler vardır hep. Ve bu doğduğumuz andan itibaren başlar. Sosyal koşullanmalar ve sınıflandırmalar, kız olarak doğduysanız pembe giydirilmenize, erkek olarak doğduysanız mavi giyinmenize karar verir. Ve bu farklılık kimlik kartınızla yakanıza iliştirilir. 
Büyüdükçe roller iyice belirlenir. Kadın meslekleri, erkek meslekleri, kadın davranışları, erkek davranışları... Kadınlara daha çok içeride hatta evde yapabilecekleri, erkeklere ise daha toplumsal görevler uygun görülür. 
Toplumsal cinsiyet, iş ve sorumlulukların yanı sıra, kaynaklara erişimi de belirler. Her beğendiğiniz işe başvuramazsınız mesela. Çünkü kadın çalışan arıyorlardır. Oysa işi yapmak değil mi önemli olan. Bunu kimin yaptığının bir önemi olmamalı. Ya da aynı işi yapan iki kişiden birinin, cinsiyetinden dolayı daha az maaş alması toplumsal cinsiyet ayrımcılığı dediğimizdir.


Yorumlar